8 Eylül 2008

uzun hikaye uzun yolda çekilmez (BÖLÜM I)

uzun zaman oldu yazmayalı ...

farkındayım ama estiği zaman yazan biriyim bilmiyorum aslında pek de yazacak modda değilim ama niyetliyim bu kez (:

bu kez bölüm bölüm kısa bir hikayedense uzun bir hikaye ye dalmak istiyorum. nekadar başarılı olabileceğimi bilmiyorum belkide gelen geri bildirimlerle ilk bölüm son bölüm olur fakat en azından denemek istiyorum.

BÖLÜM I

bu sabah kalktım. acele acele hazırlandım elbiselerimi giydim ve okulun yoluna düştüm. herzaman olduğu gibi derse geç kalmıştım ama hocanın beni derse bu kez alacağına dair nedense bir düşünce vardı içimde. hızlıca otobüse atladım. okul yolunda , aslında okadar uzun da bir yol değil ama geç kalınca yollar daha da uzuyor, garip düşüncelere daldım.

ara ara aklıma esen bazı olaylar bazı aksiyonlar vardı. bunları pek tanımlayamamıştım ama başladığında içime korku doluyor ve uygun bir ortamdaysam gözlerimi kapatıyordum. Uygun ortam gerçekten gerekli oluyordu çünkü korkudan değişik surat ifadeleri alıyordum.

bu kez uygun bir ortamda da değildim otobüsteydim. bir kere otobüste bu olayla karşılaştığım zaman gözlerimi açtığımda insanların garip bakışları karşılamıştı beni. bir yandan da düşünmeden edemedim garip olan bendim aslında.

bu kez hem geç kalmışlığın telaşıyla pek bir korkutucu olmamıştı ve rahat bir şekilde atlatmıştım.

sonunda otobüsten indin okula doğru koşar adımlarla yürürken bir yandan da simitçiden aldığım simitle alel acele kahvaltı yapmaya çalışıyordum.

geç kaldım dememe rağmen aslında beş dakika geç kalmıştım. utangaç bir yüz ifadesiyle içeri girdim. içimden bir his hiç girme diyordu ama pek kulak asmadım. derse girdim o herzamanki sınıfı titreten hoca bu gün nedense pek bir yumuşak karşıladı beni. "Geç evladım otur" diyişinde ayrı bir sıcaklık vardı. ben de efendi gibi sessizce arka sıralardan birine selim in yanına oturdum. selim herzamanki gibi haldır huldur not geçiriyordu bense notlardan ziyade sanki ders değil de köy kahvesine gelmiş gibi önce bir yayıldım. biraz önceki ciğerci kedisi ruh halini hemencecik attım üzerimden.

asıl derse yetişme niyetim yavaş yavaş ortaya çıkamya başladı tabiki. dün yaşananları selime anlatmalıydım. anlatmalıydım çünkü benim için önemli olaylardı. ama selim de hiç oralı değildi. notlar la boğuşuyordu. tabi ben rahat durma huyumu yanımda taşımadığım için çocuğu dürtmeye hemencecik başladım. selim de oldum olası sanki nefret ediyormuş gibi bu not tutumaktan iki dürttümmü hemen bırakır bana dönerdi. tabi herzamanki gibi yine öyle oldu.

------------ooo------------

selim selim dedim de ben selimle lisansın ilk yılının sonlarına doğru bi öğrenci gecesinde tanışmıştım. kenidisine de demiştim o gece aslında pek kanım kaynamamıştı kendisine. oda hak verir bana, çünkü onunda bana kanı kaynamamıştı. ama sonra nasıl olduysa ortak paydalarımızın ya da ilgi alanlarımızın fazlalığından dolayı bir birimizi gördüğümüz ortamlar giderek artmaktaydı. hatta tatil yöresi seçimimiz bile aynı olmuştu zaten büyük dostluğumuz bu tatilden sonra başlamıştı.

------------ooo------------

bu sefer tatil amaçlı karadeniz tarafını tercih etmiştim daha sessiz daha sakin yerler arama niyetindeydim bu yaz nedense. belkide lisans beni aşırı derece de yormuştu bu da bir etkendi. arada da duraklamadan yorucu bir staj evresi geçirmiştim. ardından tabiki karadeniz seyahatine ,ki düşüncem iki haftalıktı, başladım.

ilk başlarda bu geziye yanlız çıkmayı çok istedim. ama üçüncü dördüncü günden sonra iyice sıkılmaya başlamıştım. köy kahvelerinde zaman geçirmeye ordaki insanlarla konuşmaya başlamıştım. bu durumdan gerçekten hoşnuttum ama bir yol arkadaşı aramaya başlamıştım.

tatilimin beşinci günüydü kasabadaki pansiyonda yatağın içinde dolanıyordum. hem biraz tembellik yapmak istedim hem de hafiften sıkılmaya başlamıştım nedense. Aslında hayalini kurduğum bu gezi neden beni böyle daha ilk hafta bitmeden bezdirmişti bilmiyorum.

tabi dolanmaktanda sıkılınca kahvaltı yapmaya kasaba meydanına gitmek için kalktım. belkide öğleden sonrada keyfim olurda denize gidersem diye eşya da yanıma alıp çıktım. tabi bu kasabadaki ikinci günümdü. kasabalılar da çok sıcak kanlılardı ve güzel bir gün geçirmiştik. kahvaltmı yaparken bir yandan dün tanıştığım bu gün rast gelen insanlarla da muhabbet etmekte yöre hakkında da eksik kalan diğer bilgileri almaktaydım. bu arada kahveden "genç okeye dördüncü olurmusun ?" diye bir soru duyunca hoşuma gitti. neden olmsın diyerek daldım içeri ve selimin de okey oynayan takımda olduğunu ve de onunda tatil için bu kasabaya bu gün geldiğini görünce bir anda tatilimin daha yeni başladığın düşündüm. artık yolculuk arkadaşımı bulmuştum. önümde çok güzel bir on gün vardı. bu tatil aynı zamanda da bana bir dost kazandırmıştı ....

6 yorum:

hallibo dedi ki...

Güzel, iyi, hoş, vasatın üstünde denebilecek bir hikaye sunmuşsun yavrım. Bu işe diyecek lafım yok ama insan okuyanı da bi düşünür ya. Sonuçta; şu güzel ülkemizde, çoğu kişiyi nazara alırsak gazete okumanın sadece başlıklara bakmadan ibaret olduğunu çoğumuz biliyoruz.

Ha ben okurum da başka kim okuyacak? Hafiften başlattır okutmaya, birdenbire çok derin dalıyorsun canım ev arkadaşım benüm, imla ve yazım kurallarına değinmek bile istemiyorum.

Ama yazmak sonuçta bu...

İnsan biraz düşünüyor..

Biraz daha düşünüyor..

Yazıyorsun yav sonuçta, karşında kide eşşek değilse anlar, edebiyatçı değilsin ya. Çiz eleştirilerin üstünü bu noktada fikrimi değiştirdim bak. Helal olsun diyorum başka bi şey demiyorum. Bence devam etmeli, diğer günce takipçilerin ne der bilemem ama.

Okuldan karadenize geçişi biraz ayarla ama yine de araya romanlardaki şundan;

--------- o ----------
koy, güzel olur. gutentahk

Adsız dedi ki...

Devamını bekleriz. Bununla birlikte acele etme harflere basarken. Bazen kelimelenin ne olduğunu düşünmekten kopup gidiyor, okunan unutulabiliyor. Yine de ev arkadaşın, üstat babuş kadar acımasız(!) bir eleştiride bulanabilecek değilim. Sen yaz, yaz ki biz de okuyalım...

hallibo dedi ki...

İnsan bi cevap yazar ya, bi yazar olarak hani.

unknown dedi ki...

tüm yorum yapanlara ,ki iki kişi de olsa değerli insanlara, teşekkür ederim.
öncelikle babuş yaptığın yorum ve yol göstermiler adına sağolasın. Bu konularda fazlaca bilgili değilim yönlendirmelerinle daha iyisini yapmaya şevkim olmadı değil.

afyonluya gelince yaptığın içten yorumun için sanada ayrıca candan teşekkür ederim.

umarım yazmaya daha güzel yazmaya dewvam ederim

ikinizede çok teşekkür ederim canlar ...

hallibo dedi ki...

ama olmuyor ki yav insan biraz özenir yorumuna :D

bi kaç alıntı yapacağım bu noktada :
- "yaptığın yorum ve yol göstermiler adına sağol.."

- "yazmaya dewvam ederim.."

ha bide turginin yorumu içten benim ki değil yani...

artık pek fazla konuşmam, o kadar canım, fazla söze ne hacet. Ben kaçar. Adios

unknown dedi ki...

ama babuş lütfen sana samimyetsiz demedim
harf hatalarından ziyade ana düşüncveye dikkat edelim ama olsun senin görüşlerine hep değer veririm

saygılarımla ....